Pazar, Ağustos 16, 2009

Yaşamın kıyısında...

Uzun...Çok uzun zaman oldu yazmayalı. Her yazının olduğu kadar her yazmayışın da bir anlamı var elbet. Yazılar birikimlerle gelir, birikimler yaşanmışlıklarla. Ezgi de yazmaya ara vediği bu süreçte yaşantı doldurdu birgün içine gireceği kefenine. Önce içinde bir canlının büyümesini, ona verilen hayatın kaynağı olabilmeyi istedi. Öyle çok istedi ki sonunda istekleri kabul oldu. Hem de bir değil iki canın kaynağı olarak. Buna sevindi, hem de çokkk. Sonra yaşadığı yerden çooook uzaklara gitti sevdiğinin peşinden içinde beslediği canlarla. Yeni bir kenti keşfe koyulurken yeni insanlar da tanıdı eskiyi unutmayarak... Sokak sokak, mekan mekan keşfe çıktı taşıdığı canlar ile birlikte bu yeni kentte. Ama uzun sürmedi buradaki yaşamı. Bir de baktı ki tek perdelik bir oyunmuş bu yaşantı. İkinci perde yine geldiği kentte, tanıdık bildik sokaklarda...Ama tepetaklak... Sonra içindeki canlar zuhur etti, birer birey olarak bu aleme düşüverdi. Uzun ve meraklı bir bekleyişin ardından kavuştu ezgi canlarına..."Böyle bir sevgi olamaz" derdi daha önce bir canın kaynağı olanlar, ezgi de merak ederdi ya sonunda tattı o da o çok merak ettiği duyguyu. Hak vererek kendinden öncekilere... Sonra bir kesif sessizlik kapladı dünyasını hayal kırıklıkları ile beraber. Şaşırdı, hem de çok şaşırdı o çok güvendiğinin hallerine...Yalnızlaştı, suskunlaştı, dalgınlaştı, bir garip hallere düştü. Yaşamam, yaşayamam dediklerini yaşadı şu son bir yılda ve bir kez daha gördü herşeyin insanlar için olduğunu... Yaşamı alt üst olmuş bir ezgi var şimdi. Ama öylesine güçlü, öylesine emin yaradanından. Can vermenin ne demek olduğunu biliyor ya gerisi bir ara taksim şu kısa yaşamında. Bilinmez ya ötesi bir yaşamda o yüzden ne malum altının üstünden daha güzel olmayacağı...Sadece seyr eylemek gerekir belki kıyıya çekilip. ............................................................... Evet alt ve üst, üst ve alt. Neden hep birileri üstte birileri altta olmak zorundadır şu hayatta. Sevmiyor ezgi birilerinin hükümranlığı altında yaşamayı. Çünkü biliyor iki noktadan bir doğru iki doğrudan bir eşitlik olabileceğini. İnanıyor insanlar için de matematiksel çözümlerin olabileceğine ve soruyor "bir eşitlikte paralelce yürümek sizce de daha güzel değil midir?"

Cumartesi, Ağustos 15, 2009

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails