Pazartesi, Ocak 28, 2008

Bizim Legolarımız vardı.

Bugün bir vesileyle Google'ı kullananlar Lego'nun 50. yaş gününü kutladığını görmüştür benim gibi. Sonra da belki hayallere dalmıştır. Çocukluk hayallerine. Lego'nun bizim kuşağa özgü bir oyuncak olduğunu zannediyordum 50 yıllık geçmişini öğreninceye kadar. Meğer bizden önce üç kuşak daha büyütmüş mimar, mühendis hatta inşaat ustası olma hayalleriyle. Başlığa aldanıp Yılmaz Erdoğan üslubunda bir yazı olduğunu düşünmeyin sakın. Zira içinde biraz bilgi, biraz da tarih olsun istiyorum bu yazının. Mesela Lego'yu icat eden kişinin Danimarka'lı Ole Kirk Christansen olduğunu, aslında tarihinin 50 yıldan da eski olduğunu ve Lego kelimesinin Danca "LEg"(oyna) ile "Godt"(iyi) kelimelerinin birleşip kaynaşmasından oluştuğunu bilmeyenlere aktarmak, bilenlere de anımsatmak gibi...
1932'de başlamış Lego'nun yolculuğu. Christansen ahşap oyuncaklar için küçük bir fabrika kurmuş. Fabrikasının ismi için her ne kadar çalışanları arasında bir yarışma düzenlemiş de olsa Ole, kendi bulduğu ismi daha çok yakıştırmış olacak ki yukarıda bahsi geçen LEgGodt'u kullanmayı tercih etmiş. İlk lego prototipi ise 1949' da oluşturulmuş, 1958'de ise sistemi ile birlikte bugünkü halini almış. Günümüzde legonun 2400 parçası varmış ve Danimarka, Çek Cumhuriyetii bir de Meksika'daki fabrikalarda üretiliyormuş.
Ben bilmiyordum mesela tüm bu saydıklarımı. Bilmek çok şey katar mı insana, ne işe yarar bilinmez. Ama legonun sıradan oyuncaklardan öte bir hayal makinası olduğu aşikardır.
Benim legolarım olmadı, onun yerine kenarları tırtıklı, çoğunlukla bu tırtıkları kırılan, eğilip bükülen ve de toplamayı unuttuğun zaman annenin gazap aleti gibi ayağına batan noperlerim vardı. Onlarla oynamak benim için gerçekten zorlu bir uğraştı, çünkü ne yaparsam yapayım hayalimdeki evi inşa edemezdim. Oysa ki legosu olan arkadaşlarıma gittiğimde dünyalar benim olur; evler, bahçeler yapar, en çok da o evlerin pencere ve kapılarını takmaktan zevk alırdım. Tabi bir de lego parçalarıyla savaş yapmaktan...
Lego ile etkilişimi sınırlı olan ben mimar olamasam da biliyorum ki pek çok kişin mimari algısının temeli beşli altılı yaşlarında (benim için 9,10,11,12 de dahil) lego oyuncaklarıyla kurduğu samimi iletişime dayanıyor. Bizim üç boyutlu sanal savaşlarımız olmadı (iyi ki de olmadı) ama parça tesiri kuvvetli, vurdu mu morartan lego parçacıklarımız vardı. Lego gerçek bir dünya sundu bizlere içinde emek ve güvenin olduğu.
İşte legolarla yapılmış şahane projeler...Var mı bunlar gibi kanlı canlısı?
resimler http://www.msxlabs.org/forum/enteresan-resimler/20252-lego-harikalari-lego-resimleri-3.html adresinden alınmıştır.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails