Barış İçin El Ele, İsrail Devletinin Lübnan topraklarını işgaline ve gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırılara tepki gösteren, farklı dünya görüşlerine ve yaşam tarzlarına sahip bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu sivil bir insiyatiftir. Aşağıdaki basın bildirisi bu insiyatifin İsrail Devletinin Lübnan’ı işgaline karşı ortak düşüncelerini yansıtmaktadır. Kamuoyuna duyrulur.
1. İsrail’in 12 Temmuz 2006 tarihinde Lübnan topraklarına yönelik olarak başlattığı, şu ana kadar yüzlerce sivilin ölümüyle sonuçlanan vahşi saldırıyı kınıyoruz.
2. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere İsrail’e bu saldırıda destek olan ülkeleri, bu saldırılara seyirci kalan ve saldırıları ivedi olarak durdurmak için herhangi bir ciddi girişimde bulunmayan başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası örgütleri, İsrail’i bu saldırılardan dolayı resmi olarak kınamayan tüm devletleri kınıyoruz.
3. İsrail’in Lübnan’a yaptığı saldırının, her ne sebeple olursa olsun haklı bir tarafının olmadığına, bu saldırının sivilleri hedef aldığına, bir insanlık suçu olduğuna ve sorumlularının uluslar arası mahkemelerce yargılanması gerektiğine inanıyoruz.
4. Birleşmiş Milletler’in, insanlığa yönelik son yıllardaki çeşitli saldırılar karşısındaki pasif tutumu sebebiyle bir süredir tartışılan meşruiyetini tamamen yitirdiğini, bundan sonra alacağı her kararın taraflı, tartışılır, inandırıcılıktan uzak ve şüpheli olduğunu düşünüyoruz.
5. İsrail’in Orta Doğu’daki işgalci, saldırgan ve yayılmacı tutumunun yarattığı sorunların, bölge ülkeleri arasında barışçıl görüşmelerle çözümlenmesi gerektiğine inanıyoruz. İsrail’in bölgedeki sömürgeci çıkarları savunan politikaları terk ederek, “bir bölge ülkesi” gibi davranması gerektiğini savunuyoruz.
6. Bugün Lübnan halkının başına gelenlerin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de sömürgeci devletlerin çıkarlarını savunmayan tüm halkların başına gelebileceğini, Lübnan Katliamı’nın bu anlamda bir mihenk taşı olduğunu düşünüyoruz.
7. Birleşmiş Milletler’in uluslar arası kuvvet oluşturma girişimlerinin, İsrail ve ABD’nin bölgenin kontrolünü ele geçirmede uyguladıkları planın bir parçası olduğuna, bu şartlar altında Türkiye’nin bu kuvvete asker göndermesinin, Lübnan topraklarının işgaline ve İsrail tarafından işlenen insanlık suçuna doğrudan ortak olma anlamına geleceğini savunuyoruz.
8. Türkiye Cumhuriyeti iktidarının, İsrail’in Lübnan’ı bombalamasıyla başlayan gelişmeleri fırsat bilerek, bu insanlık dışı olayı örnek göstererek, kamuoyunda şiddet kullanımına yönelik özendirici ve destekleyici söylemler içerisine giren tüm kişi ile kurumları ve destek veren medya mensuplarını, akademisyenleri, yazarları, siyasi parti ve organizasyonları kınıyoruz.
9. İsrail’in terörü neden göstererek gerçekleştirdiği operasyonların bir terör örgütüne karşı değil, egemen bir devlete karşı işgal anlamına geldiğini, asıl terörün sivillerin üzerine bomba yağdırmak olduğunu düşünüyoruz.
10. Bu insanlık dışı işgalde bize dayatılan iki taraftan birisinin yanında olma zorunluluğunu reddediyoruz. İnsanlık erdeminin ve vicdanının her zaman kendi başına bir üçüncü taraf olarak galip gelmesini istiyoruz.
11. Bugün Lübnan’da yaşanan katliamın insanlığa yönelik bir saldırı olduğundan hareketle, ‘vicdan’ sahibi olan her kişinin elinden geldiğince bu kıyıma tepki göstermesi gerektiğini, suça seyirci kalmanın suça ortak olmak anlamı taşıdığını düşünüyoruz.
12. Bu katliamın sona ermesi için İsrail’in ivedi olarak ateşkes ilan etmesi, Lübnan ve Filistin topraklarından kayıtsız ve şartsız çekilmesi gerektiğini savunuyoruz.
13. Cinayete karşı, savaşa karşı, kıyıma karşı, soykırıma karşı her türlü girişimi, bu vahşete karşı düzenlenen eylemleri, medyada bu işgalin insanlık boyutunu gündeme getiren tüm kişi ve kuruluşları destekliyoruz. Yalnız değilsiniz. Biz de varız!
Barış İçin El Ele Bireysel İnisiyatifi
www.barisicinelele.org