Salı, Nisan 22, 2008

Kabettin mi Görkemli Kaybedeceksin

L. Cohen sadece usta bir şair ve karizmatik sesli bir müzik adamı değil, aynı zamanda iyi de bir yazardır. Ustanın bilinen en ünlü kitabı "Görkemli Kaybedenler" kült bir edebi eser olarak Cohen sevenlerin belleklerine kazınmıştır. İşte bu kült kitap son günlerde benim de sık sık aklıma gelmeye başladı. Kişisel olarak yaşadıklarım, toplumca yaşadıklarımız ne yazık ki her seferinde Cohen'in Görkemli Kaybedenler'ini hatırlatır oldu bana. Önce son derece ilginç Expo 2015 hezimeti, ardından Fenerbahçe'nin Chelsea karşısındaki yenilgisi... Listeyi uzatmak her daim mümkün ama bunlar en çok aklıma takılanlar. Görkemli Kaybedenler'i en çok hatırlatanlar.
Yenilen ama bir türlü yılkılmyan bir toplumuz vesselam. Yenilgiye alışkın bir toplum olarak toplumsal panzehirlerimizi üretip akıl olmasa da en azından duygusal sağlığımızı korumayı beceriyoruz. Erken sevinip, büyük umutlar bağlayıp sonra bolca üzülüyor, hemen ardından şöyle ele gelir bir günah keçisi bulmaya çalışıyoruz. Bulduk mu da yakasını paçasını al aşağı ediyoruz. Bu konuda gayet başarılıyız. Expo'da yıllardır ortaya koyduğumuz başarısız dış politikaya değil de bir iki kişinin yetersiz çalışmasına bağlıyoruz hezimeti. Sanki bir iki kişi elinden geleni yapsa işi bağlayacakmışız gibi. Karşısında ezik hissettiğimiz Avrupalı'ya kendimizi sevdirmeye çalışırken Afrikalı ve Asyalıları pas geçen biz değilmişiz gibi.
*********************************************
Toplumcak başarıyı kendimize, başarısızlığın nedenlerini ise ötekine atfetmeye bayılıyoruz. Özellikle de Allah'a. Yenilgi listesi kabarık bir toplum olduğumuz için bizden çektiği kadar başka toplumlardan çekmemiştir herhalde Allah. Allah'ın takdiri buymuş, ne yapalım hayırlısı böyleymiş, yenildik ama gururluyuz, önemli olan yarışmak değil katılmaktı, bu yabancılar zaten bizi sevmiyor gibi kalıplaşmış laflar toplumsal lügatımıza öyle bir yerleşmiş ki kişisel başarısızlıklarımızda bile rahatlıkla kullanıyoruz. Hep bir kılıf arıyoruz başarısızlıklarımıza, hep bir bahane. Oysaki gerçek biz görsek de görmesek de, kabul etsek de etmesek de değişmiyor. Yeterince iyi, yeterince sabırlı, yeterince dikkatli, yeterince çalışkan değiliz. Bir işi elimize aldığımızda yeterince çaba gösterme gereği duymuyoruz. Aşağılık kompleksine eşlik eden kendini yüceltme ihtiyacı bizi yanlış ayna seçimlerine, hatalı algılamalara yöneltebiliyor. Kendimizden zayıf gördüğümüz toplumlar karşısında dev aynasında, kendimizden güçlü gördüğümüz toplumlar karşısında ise aynayı küçültüyor, güdük ve ezik bir toplum olarak görüyoruz kendimizi. Çarpık algılarımız yaşantılarımızı, çalışmalarımızı ve beklentilerimizi etkiliyor. Ve her kaybediş özellikle de görkemli olursa yeni bir yenilgiyi beraberinde getiriyor.

5 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

Elimde, 1989 yılında Stüdyo İmge'den ilk baskısı yapılmış, Nezih Onur'un 1985 yılında çevirisini yaptığı Görkemli Kaybedenler duruyor.

Bir yandan da, yazdıklarını okuyorum tekrar... o kadar doğru gözlem ve tespitlerin var ki, Türkiye ve Türk halkı üzerine... İnsanına yabancı değilsin benim gibi. Her seferinde tepkilerine şaşmam bundandır belki. Ya da "yok artık, bu kadarı da olmaz" diyebilmem.

aimge dedi ki...

boş beyinler hep boş şeyler üretiyor. kendi kendimizi tatmin etmek için bir sürü bahane bulup, toplum olarak en olmadık en gereksiz şeylere takılıp kalmamız, ülke problemleri yerine abuk sabuk polemikler üzerinde durmamız bu yüzden belki de...
Üretmekdikçe boşlaşan, boşlaştıkça da sığ düşünceler üreten kendi kendini kandıran bir hale geliyor toplum. Toplumun yetiştirdiği insanlar da sığlaşıyor, marka meraklısı, araştırmayan ezberci eğitimle yetişen küçükler bu sığlığın bir parçası olarak yap bozun kalan yerlerini tamamlıyor, toplumun onlarda açlığı boşlukta yerlerini buluyorlar. öyle karışık öyle saçma buluyorum ki devamlı etrafımda gelişen olayları, televizyonda boy gösterenleri, yersiz tartışmaları...

ezop dedi ki...

Goddesscim benim okuduğum da o baskısıydı sanırım. Nezih ONUR'un çevirisiydi. Toplumun yapısını tanıyor olmak şaşırmaya engel olmuyor tabi.

Gayecim kesinlikle katılıyorum gittikçe içi boşaltılan, boşaltılmaya çalışılan bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. En çok izlenen programdan belli değil mi? Var mısın Yok musun? Ben yokum arkadaşlar böyle bir organizasyonun içinde.

Goddess Artemis dedi ki...

Merhabalar;

Şurayı yeni keşfettim ve katıldım hemen; siz de katılın arzu ederseniz: Türk Kadın Blog Yazarları

Adsız dedi ki...

Yenilen ama bir türlü yılkılmyan bir toplumuz vesselam. Yenilgiye alışkın bir toplum olarak toplumsal panzehirlerimizi üretip akıl olmasa da en azından duygusal sağlığımızı korumayı beceriyoruz. Erken sevinip, büyük umutlar bağlayıp sonra bolca üzülüyor, hemen ardından şöyle ele gelir bir günah keçisi bulmaya çalışıyoruz. Bulduk mu da yakasını paçasını al aşağı ediyoruz.
cross stitch pakistani suits
ramsha stitched suits

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails