"Sen Spartacus'u bilir misin Mükremin kardeş?" diye esprili bir başlık atmak isterdim ama Tekel İşçileri "açlık grevine" başlamışken çok da esprili bir yazı çıkmayacak sanırım.
Malumunuz Tekel İşçileri yaklaşık bir aydır Ankara'nın kışı soğuğu demeden sokaklarda yatıp kalkıyor, özlük haklarını korumak adına meramlarını anlatabilecek bir mecra arıyorlar. Arıyorlar da, bulamadıkları da aşikar. İşçilerin seslerini duyurma çabası halka halka büyüyor, ve onlar gibi madur olan işçiler için bir umut ışığı oluyor. Tıpkı Ken Loach'ın "Bred & Roses" filminde olduğu gibi. Daha önce "boykottayım litfen ama litfen rahatsız etmeyiniz" başlıklı yazımda ayrıntıları ile değinmiştim bu filme. Şimdi bir kez daha hatrıma düştü şu olaylar karşısında ve ben de Tekel İşçilerinin bu anlamlı, şerefli direnişini yazmadan, bu güzel filmle ilişkilendirmeden edemedim. Her ne kadar gündemi takip edemesem ve eskisi gibi gerek dünya gerekse ülke gündemini ilgilendiren konularla ilgili yazamasam da bu konuyu kendi yaşam biçimim ve görüşlerim çerçevesinde atlamamam her ne kadar onlarla omuz omuza olamasam da en azından Tekel İşçisi kardeşlerimle gönüldaş olarak onları desteklediğimi yazmam gerektiğini düşündüm.
Onların eylemleri öylesine doğal, öylesine haklarını aramaya yönelik ki. İdeolojileri, dünya görüşleri ne olursa olsun; muhafazakar ya da liberal, dindar ya da değil herkesin aynı çatı altında açlık orucuna oturduğu, Ankara meydanlarına kurdukları çadırlarda sıcacık çaylarını paylaştıkları; emek için, gül için, sadece kendileri değil tüm işçi kardeşleri için daha yaşanabilir bir dünya kurmak için verilen bir çaba. Amaçladıklarını kazanamamış olsalar da diğerlerine örnek olmaları bağlamında başarıya ulaşmış bir eylem. Umuyorum bu ses devam eder, sesi duyması gereken mecralar bir an önce kulak kesilir de canlar yanmadan, ocaklar sönmeden bu iş olması gereken yere bağlanır. Kalbimiz, aklımız, dualarımız onlarla!
3 yorum:
Keşke, benzer durumları yaşadığını ayrı ayrı ifade eden (mesela eczaneler, mesela sözleşmeli memurlar, mesela 50/d'liler, mesela neler neler, kimler kimler) bir olup sadece üretimden değil seçimden, yaşamdan gelen gücü kullansalar..Keşke bugün başkasına olanın yarın kendimize da olabileceğini hiiiç aklımızdan çıkarmasak. (Suna)
İşte bu söylediklerinden dolayıdır ki Sunacım yarın yurt genelinde kamuda çalışan işçi ve memurlar genel greve gidecekler. şimdiden gazaları mübarek olsun :)
biliyorum canım,
ben de işe gelsem de kendi çapımda ders çalışmayarak iş bırakma eylemine destek veriyorum:) (suna)
Yorum Gönder