Bugünkü Radikal' in internet sayfasının alt manşetinde Hrant Dink' in bir sözü alıntılanmış. Dink "Evet, gözümüz var toprağında bu vatanın. Gözümüz var ama koparıp götürmek için değil, en dibine gömülmek için..." sözüyle çok şeyi özetliyor, pek çok şeyi anlatıyor aslında. O bugün vatan toprağının en dibine gömülüyor, sessiz ama öfkeli bir kalabalık eşliğinde.
Bu cinayette bir örgüt bağlantısının olmadığı söyleniyor. Cerrah önce diyor ki "Cinayetin siyasi boyutu ve örgüt ilişkisi yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş." yani Cerrah' a göre tamamen saf temiz milliyeçi duygularla işlenmiş bireysel bir eylem, bir protesto. Sanırım kendisine göre milliyetçi duygularla işlenmiş olması hafifletici bir unsur zira Dink' te fazla olmaya başlamıştı artık. Sonra da düzeltme yapılıyor, örgüt bağlantılı olup olmadığının halen araştırıldığı ile ilgili. Ayrıca zanlının okuduğu haberlenrden etkilenmiş olduğu da ekleniyor. Yani hem milliyetçi duygulara sahip genç, fevri bir delikanlı hem de haberlerin etkisi ile manyetize olmuş zavallı biri bizim tetikçi. Anlaşılan birilerinin kafası fena karışmış, bizimkini de karıştırmaya çalışıyorlar. Bu kafa karışıklığı içinde ben de yeni bir teori koyuyorum ortaya. Daha da ileri gidip diyorum ki aslında bu cinayeti bizaat Hrant Dink' in kendisi kurgulamıştır. Zaten önceki beyanatlarında vatan toprağının en dibine gömülmek için gözü olduğunu söyleyerek amacını alenen ifade etmiş. John Lennon misali bir tetikçi ile anlaşmış, sonra onu gazetenin önüne kadar çağırmış, olaya cinayet süsü vermek için de eşyalarının bir kısmını odasında bırakarak apar topar çıkmış. Dink' in bu kurgusu Türkiye üzerinde oynan Ermeni oyunun son perdesini oluşturuyormuş. Bu amaç doğrultusunda bir intihar timi gibi kendisini feda etmekten çekinmemiş...Buyun bakalım. Zira yakın bir tarihte ABD meclisinde Soykırım yasası görüşüleceği içim ortalığın biraz bulanması da lazımmış.
Nasıl ama? Gayet başarılı bir komplo teorisi değil mi? Teori üretenler fazla yorulmasınlar, buradakini de alıp kullansınlar, hediyem olsun onlara.
Lakin, Sn.Cerrah bir konuda haklı. Şimdi yandım yandım yakınan, Dink'e methiyeler düzen çok kıymetli ulusal basınımızın,Dink' i vatan haini olarak lanse eden yazarlarımızın hiç mi günahı yok bu işte? Onlar hazırlamamışlar mıydı bu cilalı zemini? Şimdi ne değişti peki de Dink birden bire baş tacınız oluverdi?
Söylenecek söz çok ya da belki de hiç yok. Çünkü nasıl olsa unutulup gidecek yine pek çok şey. Herkes kendi dünyasına dönecek, hayat akacak, ülkem tozlu topraklı, kıraç AB yollarında yalnız bir kowboy olarak ilerlemeye devam edecek. Kim bilir belki yaşadıklarından bir ders alıp kendi renklerini, değerlerini korumayı da öğrenecek, halkların kardeşliği için çabalayanların sayısı artacak. Sözler unutulacak belki ama bu yazılanlar onca yaşanan unutulmasın diye ebedi mücadelesini sürdürecek.
Dink bugün gözü olduğu o bir avuç toprağa karışıp gidecek.Toprak olacak, bahar gelip yağmurlar başlayınca o topraktan yeni çiçekler çıkacak ve arılar o çiçekten beslenip yeni ürünler ortaya koyacak, bir anlamda kendilerini çoğaltacak. Hrant gibileri, yani aydın, yani idealist yani eleştirel yani bir o kadar vatansever.
Not: Link' te Neşe Düzel' in Radikal'de Hrant Dink ile yaptığı bir söyleşi var, onu biraz daha tanımak isteyenler için tavsiye olunur.