Pazartesi, Şubat 19, 2007

Cuore Sacro

Nasıl bir hırsla büyüyor nasıl bir hırs büyütüyoruz kendimizle birlikte? Doğada kalma mücadelesinin neresinde yolsuzlaşıyoruz? Bir ev, sonra daha büyük bir ev, bir villa; orta halli bir arabanın yerine daha lüksü, daha büyüğü daha gösterişlisi; bir elbise sonra bir yenisi, bir yenisi daha, eskimesine gerek kalmadan bir yenisi daha...Bir çanta, ihtiyaç duymasak da bir çanta daha; iyi bir iş, bir makam, bir ünvan...Tüm bunlar için daha çok para ve gözü dönmüş canavara doyurulması gereken yeni bir hırs daha...Hayat devam ettikçe bu listenin uzayıp gitmesi de mümkün görünüyor ta ki bir yabancı gelip yüreğimize dokunana, içimizdeki iyinin kıpırdanmasına yardımcı olana kadar. Bir yabancı gelip öncesinde bizim için önemli olan tüm maddi değerleri alt üst edene, güvendiğimiz insanların aslında sandığımız kadar güvenilir olmadığını anlamamıza yardımcı olana kadar.Yüreğimize dokunan o el, içimizdeki iyiliği, yalnız bırakılmış sevgiyi harekete geçirene ve bizi biz yapan tüm maddi öğelerden kurtulmaya hazır hale gelmemizi yani Mevlana'nın tabiri ile pişme kıvamına gelmemizi sağlayana kadar. Ferzan Özpetek, temel bir dürtü olan sahip olma hırsını modern dünyaya taşıyan insanoğlunun yüreğine "Kutsal Yürek"le tüm dinleri kucaklayan ilahi bir el uzatıyor. O eli kavramak sancılı bir bireysel ve toplumsal farkındalığa ulaşmayı sağlıyor. İnsanı insan yapanın oturduğu ev, bindiği araba, giydiği kıyafetlerin markasından öte şeyler olduğunu, ancak sahip olunan maddileri paylaşarak gönül yoksulluğundan kurtulabileceğini söylüyor Ferzan, ve ekliyor "Her insan iki yürek taşır bunlardan biri iyi diğeri ise kötüdür ve biri diğerini gölgeler. Eğer kişi kısa bir süreliğine de olsa iyi olan saklı yüreğin ışığını görebilirise onun kutsal yürek olduğunu anlar." Bu filmi geç olsa da izleyebildim. Henüz izlemeyip de benim gibi sarsılmaya, hakikat-i dumura uğramaya hazır olanlara tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails