"İstisnalar kaideyi bozmaz"ların cumhuriyetinde yaşıyoruz. Hayatlarımız kaideler ve onları bozmadığına inandığımız istisnaları üzerine kurulmuş. Ön koşulların çarşaf çarşaf listelendiği iş başvurularında, okul giriş sınavlarında "istisnalar" olabiliyor mesela. Tıpkı vergi borcu söz konusu olduğunda kardan zarar eden istisnalar olabildiği gibi. Ama bu istisnalar ne genel teamülleri değiştiriyor kurulu düzenimizde ne de kişisel öfke patlamaları dışında topyekun bir eylem çabasına dönüşüyor. Örneğin cinsellik en önemli tabularımızdan biri olmasına rağmen orada da geçerli bu istisnalar. Bu nedenle toplumun ahlakını bozan travesti Ersin'in tekme tokat sokak ortasında dövülmesi ona müstahakken ablaların ablası Bülent ablanın önünde el pençe divan duruyor alaturka Pop yıldızı adayı sokaktaki Ersin'e küfrederken. Çünkü Diva diye adlandırılan telli duvaklı gelin ablamız kendisini bizim için kurban olmaya adamış bir "istisna". Eşcinsel olduğunu açıklayan çocuğunu evlatlıktan reddeden baba için dinlerken mest olduğu Sanat Güneş'i de ayrı bir "istisna". Komşusunun kızını sokakta bir erkekle el ele gördüğünde her türlü yaftayı yakıştıran mahalle teyzesi için sihirli camın ötesinden kendisi ile kafa bulan Sedacığının ya da o çok beğendiği dizinin başrol oyuncusu kızın yaşadığı aşklar elbette ki "istisna".
Söz istisnalardan açılmışken ve bu günün dil bayramı olmasına istinaden güzel dilimizde de "hoşça kal" yerine "bye" demek, "nasılsın" yerine "nbr" yazmak bir istisna. Ne demiştik efendim "istisnalar kaideyi bozmaz", hem ne olmuş istisna olduysa.