Bundan yaklaşık 4, 5 sene öncesiydi. Yüksek lisansımı tamamlamam için bir tez konusu seçmem gerekiyordu. Ben de danışman hocamın izniyle hem uzmanlık alanımı ilgilendiren hem de ülkemiz açısından çok kritik olduğunu düşündüğüm bir konuyu çalışmaya karar vermiş bulundum. Bulunmaz olaydım. Literatürümün neredeyse tümünü tamamlayıp, yarı deneysel çalışmamın materyallerini büyük bir özveriyle hazırladıktan sonra gerekli izinler alınmış sıra uygulamaya gelmişti. O gün heyecanla girdiğim uygulama salonundan "vatan haini" damgasıyla çıktığımı hem de meslektaşlarım tarafından yaftalandığımı ömürbillah unutamayacağım herhalde. Çalışmamı ve kendimi anlatmakta bir hayli zorlandığımı, üstelik "önyargılardan" arınmış olması, etik olarak kesinlikle "ayrımcılık" yapmaması gereken bir meslek grubu karşısında bunları yaşadığımı hiç unutmayacağım. Önyargıları ve kalıpyargıları araştırayım diye yola çıkmışken bizzat kendim önyargıların nesnesi, hedefi haline gelmiş oldum. Eh biraz da kötü bir zamanlamanın, gündemin kurbanı olduğumu da söyleyebilirim. Hrant Dink yeni öldürülmüş, ortalık Hrantcılar ve diğerleri diye zaten kamplanmıştı. İşte böyle bir zamanda toplumsal önyargıları, kalıpyargıları araştırmak çok akıl karı değildi belki ama benim de projeyi kısıtlı bir zaman içerisinde tamamlamam gerekiyordu. Neticede o çalışma uygulama aşamasında çuvalladı. Ezgi ise başka bir tez konusu buldu. Yeni konusu içinde "kimliğe" ilişkin öğeler barındırsa da önyargılardan uzaklaşmak zorunda kaldı. Bir darbe, üzücü bir durumdu tabiii.Onca emek, heyecan v.s. ile birlikte meslektaşlarımın tutumları karşısında duyduğum hayal kırıklığı birbirine karışmıştı.
"Ayrımcılık" yasasının, "açılım paketleri"nin konuşulduğu şu günlerde aklıma yine tamamlayamadığım tez çalışmam geldi. O günlerde de kadrolar hükümete yakın çevrelerden oluşturuluyordu, şimdi de öyle. Çünkü hükümet aynı hükümet, kaçıncı olduğunun bir önemi yok. O zihniyetin temsilcisi olarak "Türkiye'de Türk'ten başka yaşayan yok ki" diye söyleyenler şimdi açılım hareketi karşısında ne yapıp ne düşünüyorlar çok merak ediyorum doğrusu. O dönemlerde beni vatan haini ilan edenler şimdi aynı hükümetin "ayrımcılık" yasasına ilişkin girişimleri karşısında ne hissediyorlar, onları da vatan haini olarak görüyorlar mı bilmiyorum? Onlar da değiştirebildiler mi zihniyetlerini bu dört yıl içinde? Evet teoride düşünülenler, yapıp edilmeye çalışılanlar gerçekten hem umut verici hem de sevindirici. Ama bu anlayış, temel zihniyeti oluşturan tabana yayılmadıkça, uygulamaya dökülmedikçe maalesef samimiyetten uzak kalmaya devam edecek. Tezim neticelenemese de bilimsel anlamda bana gerçekleri tüm çıplaklığıyla göstermişti, umarım şimdinin gerçekliği ile o zamanınki arasında haylice fark vardır ve bu konular artık konuşulmayan tabular arasından çıkarak bilimsel anlamda da incelenmeye başlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder