Pazartesi, Aralık 11, 2006

Dondurmam Gaymak İnanmazsan Sen de Bak!

Geçtiğimiz Salı, oyuncularının Muğlalı yerel halk olması dışında neredeyse hakkında hiçbir şey bilmediğim Dondurmam Gaymak filmini izledim. Oyunculuğunu yerelin gücünden alması, başka bir deyişle amatör ruhun saflığını yansıtması, Ege ağzına duyduğum büyük sempati ister istemez beni bu filme yönlendirdi. Tabi bir de Hollywood sineması karşısında yerel ve alternatif sinemalara olan destek ve merakım. Fazla bir beklentiyle gitmediğim için midir yoksa diyalogların çekiciliğinden midir bilmem ben bu filmde çok güldüm, çok eğlendim. Ama sanırım hepsi bu! Sermayenin ve fabrikalaşmanın karşısında geleneksel yöntemlerle yaptığı dondurmasını satarak var olma savaşı veren biraz paranoyak biraz Don Kişot, biraz küçük hesapçı ama her daim nahif bir Ege köylüsünün olaylı bir gününün anlatıldığı; anti-kapitalist öğelerle dini motiflerin iç içe bulunduğu, didaktik sonlanışıyla beni kopartan bir film Dondurmam Gaymak. "Çalışan kazanır", "kötülükler mutlaka cezasını bulur", "kendim ettim, kendim buldum"... gibi düşünce kalıplarının içinde bağırdığı bir film. Filmin sonunda imam efendinin çocuklara yaptığı konuşma sanki çocukluğumuzun He-man'inin sonunda çıkan ve "Bu bölümden çıkarttığımız ders..." diye bilgiç bilgiç konuşan Orkho' nun ağzından çıkar gibiydi. "Bilim ve Ütopya" okuyan ÖDP' li gazeteci ağabeyimizin söylediklerini ise kasabada ipleyen yoktu. Hoş imam efendi ne kadar Orkho'ca konuşsa da onu da ipleyen pek yoktu, herkes işine geldiği gibi davranıyor, işine geleni dinliyordu, hatta bazen dinleme gereği bile duymuyordu...Yaramaz çocuk çetesi ise sanki "Sineklerin Tanrısı"ndan fırlamıştı. İşler biraz sarpa sardı mı gruplaşacak sonra da birbirine düşecek gibiydi; neyse ki film o kadar uzamadı. Sonuç olarak diyebilirim ki, eğer Ege ağzından anlıyor ve Muğla yöresinden hoşlanıyorsanız, oyunculuk bakımından son derece samimi ve başarılı bulduğum bu filme gidin derim. Ama fazla bir şey beklemeden...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails