Hey gidi günler hey! Çocukluğumun en heyecanlı bekleyişiydi Eurovision. Hem Türkiye elemeleri hem de aylar sonra yapılan final programında aile boyu kurulurduk TV'nin karşısına. Tek kanalın olduğu, TV'nin hayatımızın çok da merkezinde olmadığı yıllardı. Turkiye elemeleri yapılır, gidecek şarkı görücüye çıkarken sevdiğim pek çok sanatçıyı da ekranda görme fırsatı yakalardım. Seçilen şarkı hoşumuza gitse de gitmese de desteklerdik ve final günü geldiğinde daha büyük bir heyecan duyardık. Benim için müthiş bir müzik akşamı olurdu o gece. ABBA (her ne kadar ben göremesem de sallıyorum işte idare edin), Toto Cutugno, Celine Dion, Secret Garden gibi sevdiğimiz grup ve sanatçıları izleme fırsatını nadir de olsa yakalayabilirdik. Farklı dillerden farklı kültürlerden gelen parçaları dinlemenin zevkini yaşar, verilen oylarla hayal kırıklığına uğrardık. Ard arda gelen başarısızlıklardan sonra bir süreliğine Türkiye Eurovision'a katılmaktan vaz geçti. Kendini sorguladı ve Sertab'la yeni bir başlangıç yaptı. Gidişi kötüydü ama dönüşü muhteşem oldu. Oldu olmasına da artık o eski heyecan da kalmamıştı. Ülkemin insanları artık yarışmaya olan inancını yitirmişti bir kere. Ne kadar coşsa, gururlansa da Sertab'la, yitirmişti inancını bir kere. Hem artık eskiden olduğu gibi tek kanal, yek heyecan da kalmamıştı...
Bense çocukluk heyecanım kalmamış olsa da bırakamadığım bir alışkanlık gibi izliyorum Eurovision'u her yıl. Eklenen ülkelerle yarışmacı sayısı neredeyse 40'ı bulmuş durumda. 40 farklı ülke, 40 farklı dil farklı müzik alt yapısı diye geçiriyor insan ister istemez içinden.Ama yazık ki artık o da eskisi gibi değil. Neredeyse herkes İngilizce söyler olmuş. Sanki yarışma ingilizce sözlü hafif ve sert batı müziğine dönüşmüş. Yani yarışmaya tümüyle bir anglo sakson anlayışı, kültürü hakim olmuş.Oysa ben farklı zenginlikleri dinlemekten ne de büyük zevk alırdım. Bu nedenle bana dün akşam en büyük zevki tattıran ülkelerden biri Sırbistan, diğeri Karadağ bir başkası Letonya (İtalyanca söylemesi nedeniyle) oldu. Bu şarkıları dinlerken gerçekten çok keyif aldım. Bir de Makedonya ve Gürcistan'ı çok beğendim. Bu arada Sırbistan ve Karadağ (artık ayrıldıkları için böyle yazıyorum) gerçekten iyi müzik yapıyor ve her sene çok başarılı parçalarla yarışıyor bence. 2004'teki Lane Moje gerçekten de müthiş bir şarkıydı mesela.
Uzun lafın kısası ben hala Eurovision geleneğini evde (tek başıma da olsa) sürdürüyorum. Her ne kadar eskisi gibi tat vermese de bir ritüeli gerçekleştirme huşusu içinde geçiyorum ekran başına...Bu arada şarkıyı çok tutmasam da (mesela hep İbrahim Tatlıses söylese nasıl olur diye düşünüyorum şu Şake it ap şekerimi, şoppi şoppi) Kenan'ın sevimliliği karşısında çok etkilendiğimi (taktir etme baabında) söylemeden geçemeyeceğim.
4 yorum:
Dün ben de TV karşısında elimde finale çıkabilecekleri not etmek için bir defterle heyecanla izledim. 10' da 5 tutturdum bu kez, ciddi sürprizler vardı. Avusturya'yı çok fena harcadılar.
Eurovision geleneği güzel bir gelenek, biz de ailecek yaşatmaya çalışıyoruz. Çocukluğumuzun o ne olduğunu tam anlamadan hissettiğimiz güzel heyecanlarını hatırlatıyor. Umarım bir gün canlı da izlemek nasip olur.
Bu arada final süper olacak, çok eğlenceli parçalar var.
romanyada çok iyi, dikkat edin bak, valla yakışıklı-sevimli çocuklar var diye söylemiyom :)
Dikkat: Türkiye 12 puanı Ermenistan'a verdi!Daha önceki senelerde, en fazla puanı kime verirdik bilmiyorum, sıkı bir takipçisi değilim. Sadece, özür mü diledik ne? Ya da ben mi çok iyimserim??? (suna)
Ya ben Romaya'nın şarkısını hatırlayamadım tam olarak ama Avusturya'nınki sanırım opera tarzında bir şarkıydı. Benim tahminler %90 doğru çıktı. Artık öğrenmişiz bu işi, hangi ülke kaç puanı nereye verir filan. Açıkçası geçen sene de Türkiye 10 puanı Ermenistan'a verdiği için bu sene de benim tahminlerim o yöndeydi. Yani Türkiye 10 ya da 12 puanı kesin Ermenistan'a verir diye düşünüyordum ve düşündüğüm de çıktı. Ama tabii bunun altında nasıl bir güdü yatıyor onu tam olarak kestirmek güç. Yani ben oyu Türkiye'deki Türklerin verdiğinden biraz şüpheliyim. Senin kadar iyimser davranamıyor hatta komplo teorileri kurarak bunun Ermenistan'la ilişkileri geliştirmeye çalışan hükümetin bile organize etmiş olabileceğini düşünüyorum.Bu arada böyle konularda Fransa'daki Türk diasporasının Ermeni diasporasından daha aktif olduğunu da görmüş olduk :)).
Yorum Gönder