İlginçliklerin "ilginç" olmaktan çıktığı bir ülkede yaşıyoruz. Garipliklerin olağanlaştığı, günlük sıradan olaylar olarak yaşamımızın bir parçası haline geldiği bir ülkede...Hiç bir şeye şaşırası gelmiyor artık insanın. "Burası Türkiye burada her şey olur!" lafı boşuna söylenmiş değil yani.
Son bir kaç gündür hem basına yansıyan hem de kendi başımdan geçen olaylardan derlediğim bir potpuri bu sıradanlığa örnek teşkil edecek sanırım. Bülent Ortaçgil'in şarkısında dediği gibi burada her şey "normal".
Düşünün ki aracınızla yolda ilerlerken hiç beklemediğiniz bir anda bir telefon direği camınızdan içeri girebiliyor. Siz yolunuzda gidiyorsunuz aaa bir de bakmışsınız gökten direk yağıyor. Ne diyelim Allah beterinden korusun...
Karpuzları indirirken düşüp fena halde omzunu inciten, kafa travması geçirmesi muhtemel bakkalınıza yardım etmek için 112'yi aradığınızda "bütün ambulanslar başbakan geldiği için miting alanında, kendi imkanlarınızla ulaştırabiliyorsanız ulaştırın hastayı, ambulans göndermemiz mümkün değil" diyebiliyor acil kurtarma ekibi (?) gayet normal bir şekilde...
Sağlık bakanlığına şikayet etmekle tehdit edince anca yarım saat sonra lütfedip gelebiliyorlar.
Yüz binlerce kişinin devlet kapısında iş bulmak ümidi ile girdiği KPSS sınavı esnasında parti otobüsleri geçebiliyor art arda..."havasına, suyuna, taşına, toprağına...bir başkadır benim memleketim..." nağmeleri eşliğinde ecel teri döküyor yurdumun insanı kendisini kale almayan devlet adamlarının emrinde çalışmak için. Ülkenin en önemli gündeminden bi haber dolaşıyor parti otobüsleri o cadde senin, bu sokak benim ciddiye almadığı insanlardan oy toplama ümidiyle...
Yolda yürürken çocuğu elinden kayıp belediye çukuruna düşen anneye gayet sıradan bir ifadeyle "çocuğuna sahip çıksaydın sen de kadın!" diyebiliyor ülkemin en büyük kentinin reis-i belediyesi...
Karşıdan karşıya geçerken belediye otobüsü çarpan ve bu nedenle uzun süre tedavi görmek zorunda kalan bir adama "kamu malına zarar verme" suçlamasıyla normal olarak dava açılabiliyor...
Doğalgaz, elektrik, su ve yol çalışmaları nedeniyle her gün farklı yol kombinasyonlarıyla işe gitmek ve yine farklı kombinasyonlardan eve dönmek, bu vesile ile keyifli (?) bir şehir turu yapmak çok doğal bir durum bizim ülkemizde...
Kadınları dövmekten sabıkalı bir türkücü meclise girme çabası içinde "kadın bakanı olabilirim" diyebiliyor ciddi ciddi gayri sıradan bir şekilde...
Bu olağanlıkları, bu sıradanlıkları arttırmak mümkün tabi...E ne de olsa Türkiye'de yaşıyoruz. Genetik kodlarımıza işlenmiş bir şekilde zor koşullar altında yaşama becerisiyle dünyaya geliyor, her türlü garipliği normal karşılamayı atalarımızın deneyimlerinden zaten öğrenmiş oluyoruz. Elektrik ya da su kesildiğinde elin Kuzey Amerikalısı gibi kıyamet senaryoları üretmektense bir kibrit çakıp yakıyoruz ispirtolu lambamızı...
6 yorum:
Ah Ezgi,
Şu telefon direği düşen arabayı haberlerde izlerken gayr-ı ihtiyari kahkahayı bastım. Böyle ilginç tahtalıköyü boylama yolları sadece bizde var. Neyse ki yalnızca insanların arabaları paralandı. Yoksa bu memleket rögar kapağından düşen çocukları, sırtına yol işareti saplananları da gördü.
Bu ülkenin başbakanı adam olsa "ulan" derdi, "ne bu? nasıl adamlarsınız siz? burda 1-2 ambulans bırakın, geri kalan doğru görev başına..." Bu ülkenin insanları adam olsa haklarını gaspedenleri tükürükle boğardı. Sandığa gömmek gibi bir tabir var ya hakkını verirdi.
:(
Hakikaten trajikomik bu tarz olaylar ama ben sadece Türkiye'de yaşandığını sanmıyorum bunların..
Absürdlük bir tek bizde yok fikrimce..
Nasıl gömeceğiz sandığa Ezgicim. Al birini vur ötekine partilerden birine oy vererek mi? Ya da ehvel-i şeri getirerek mi?
Olacak O kadar'ın bunca tutmasının nedeni de medyayla yeni tanışan biz vatandaşlara bu gariplikleri hicvederek sunmasıydı. Ama artık o gösterdikleri gariplik olmaktan çıkınca, sıradanlaşında program da sıradanlaştı haliyle.
İntecim ben de bir tek bizim ülkemizde olduğunu düşünmüyorum. Yalnız değiliz yani ama sanırım metre kareye düşen gariplik sayısı bizde biraz daha fazla.:))
Dur dur tam bu anı yaşadım ben..Okudum son cümleni daha önce Ezopcum..Dejavuu..
Okumuşsundur canım. Daha önce de kullandığım bir cümleydi, hem de senin mekanda. :) Ama o başka birşey içindi sanırım. Ay bu blogçu milletinin gözünden de hiç birşey kaçmıyor canım.
Yok ezopcum..Ne gözden kaçmaması..Bak ben okuduğum şeyi dejavu sanacak kadar doryimsi bir beyne sahibim..Benim orda okumuşum haberim yok..
Yorum Gönder