Anayasa referandumuna haftacıklar kala hala neyi oylayacağı konusunda ciddi bir fikre sahip olmayan vatandaşlar olarak anayasamızın gıyabında ortalıkta dönen tartışmaların içinde kendimizi de kaybetmiş durumdayız. Türkiye Malezya mı olacak Ruanda mı; yok efendim Cezayir'e mi dönecek, İran İslam Cumhuriyeti'ne mi şaşırdık valla. Her gün bir yenisi çıkıyor bu model ülkelerin. Ne olduğumuzu, ne olacağımızı bulamadık bir türlü. Anayasanın yanında bir de yeni kimlik belgesi edineceğiz bu gidişle herhalde. Aslında anayasa hazırlama uğruna bu kadar meşakkate de hiç gerek yokmuş gördüğüm kadarıyla. Oylama pusulalarına ülke isimleri yazıp, hangisi olmak istersiniz, hangisini seçersiniz deseler daha kolay olur(muş). Hatta benim kuşağın hem öğrenip hem de eğlendiği İsim-Şehir- Ülke oyununu bir format halinde devreye soksalar çok daha pratik bir çalışma olmaz mı? Cumhurbaşkanı kim olsun?- Başkent'in yeri değişsin mi?- Türkiye hangi ülkeye dönüşsün?...Kim bilir belki bu önerimi okuyup, son tahlilde bu cin fikri sokarlar uygulamaya. Zira yasacık ve yasakcık söylentileri dışında ortada oylanacak ne ana var ne de yasa. Sokaktaki adama soruyorlar "Türkiye'nin hangi ülkeye benzemesini istersiniz?" diye. "Malezya mı, Ruanda mı?". Adamcağız şaşkın, hayatında belki ilk defa duymuş Ruanda'nın adını. Ne Tutsilerden haberi var, ne Hutular'dan ne de Fransa destekli, Belçika köstekli o kandlı katliamdan... Hotel Ruanda' yı sorsalar "Aksaray'da bir otel mi o" diyecek. Malezya'dakiler ne yer ne içer, burası Dünya'nın neresine düşer nerden bilecek. Bana ne ne diyor sokak amcası Ruanda'dan Malezya'dan. Başka bir vatandaş atılıyor "Türkiye Türkiye olarak kalsın, benzemesin hiç bir ülkeye" ... Der tabi, soru abes her şeyden önce. Ama konuşacak başka konu da yok piyasada. Üniversite öğrencisi türbanla okula girsin mi girmesin mi diye tartışıyor, üstüne girerse "mahalle baskısı" olur, el kadar bebeler örtünmek zorunda kalır diye kuramsal çarpıtmalarda bulunuyor, sonrasında da Malezya gibi ılımlı İslam yönetimine geçeceğimizin ön görülerini yapıyoruz haklı olarak. Haklı olarak diyorum çünkü elimizde tartışıp görüş bildireceğimiz daha sağlam malzemelerimiz yok, farazi durumlar üzerinden niyet okumacılığı yapıp geleceğe ilişkin fikir telakkisi yapmaya çalışıyoruz. Magazinsel yönleri ile ilgilendiriliyoruz yani, düpedüz güdümleniyoruz. Cumhurbaşkanımızın hali ne olacak bundan sonra bilmiyoruz mesela. Ya da türbanın üniversitelerde serbestlenmesi dışında bu yasa toplumsal hayatımıza neler getirecek, neleri değiştirecek bilmiyoruz. Sivil anayasamız bizi ne kadar sivilleştirebilecek, demokrasi anlayışımızı ne kadar geliştirecek, temel insani haklarımızı ne derecede kapsayacak hiç biri ile ilgili net bir bilgiye sahip değiliz fikir üretebilmek adına. Bu anayasa işi biz Türkiyelilerin hayatında bir şey değiştirir mi, Türkiye Malezya olur mu, olmaz mı bilmem ama bildiğim Malezyalıların hayatında şimdiden birşeylerin değişmeye başlamış olması. En azından adamlar Türk turist patlaması sayesinde hazinelerini zenginleştirecek, bizim içimiz dışımız Malezya olurken model bir ülke olmanın keyfini sürecekler belli bir süre...
Malezya'dan insan manzaraları....
16 yorum:
Malezya felaket ya istemem Türkiye olayım canım ben
:)... ya ben diyorum ki önce bir gidip yerinde görmekte fayda var Edacım. Referandum öncesi bir ziyaret hiç de fena olmazdı hani. Kararımızı ona göre verirdik.
Bir ara da "Türkiye Arjantin olur mu?"diye bir tartışma vardı. Biz herşeyi olduk da, bir adam olamadık gitti..(suna)
Ya ya evet doğru söylüyorsun Sunacım ben onu unutmuşum. Ekonomik anlamda da Arjantin olur muyuz tartışmaları alıp yürümüştü. Herşey olacacağız derken adam olmayı unutuyoruz zaten. Ama Arjantin fikri fena değilmiş hani. Düşünsene tangonun milli dansımız olduğunu! :)
bence küba olalım, orayı hep görmek istemişimdir:)
Sailorcum Küba da hiç fena olmaz. Ama iklim kuşağı ve coğrafi bölge olarak da Küba olacaksak...Kübaya uçak gidiyor arkadaşım biner gidersin bir tatilde çok merak ediyorsan, milleti ne meşgul ediyorsunuz böyle...Daha anayasa oylayacak o insancıklar. :))
Son günlerde Malezya ile yatıp Malezya ile kalkıyoruz zaten. Türkiye'nin eeeen büyük sorunu tabi kolay değil. Ne yalan söyleyeyim ben bile mrk eetim bu ülkeyi, imkanım olsa giderdim. Zaten Malezya'da türk turist patlaması yaşanıyormuş:)
Bence No Man's Land olalım.
Aydancım bir tur düzenleyelim bari Malezya'ya..Bizim neyimiz eksik değil mi ya!:)...
Ezgicim ben zaten hiçbiryerli olanların ülkesine kayıtlıyım.Nowhereistan..:).Böyle bir derdim yok o yüzden.
ben şu ara gündemde olan ve heryerde üzerine konuşulan "malezya, ruanda" vsss. tartışmalarını "saçmalık" olarak nitelendiriyorum tek kelimeyle; bunun yanında medyanın hayatımızın içinde bu kadar "hortlamasını" da tehlikeli buluyorum.. ortaya bir deli taş atıyor misali... herkes delirdi galiba, demek ki akıllı adamlar gün geçtikçe azalıyor ki çıkıp bunların saçmalık olduğunu söyleyen ya da medyada adamakıllı söylemlerde bulunan pek insan göremiyorum . bir deli kyuya taş atarmış şimdi herkes aynı kuyuya taş atıyor çünkü; saçmalık...
Ne Malezya ne de Ruanda... Burası olmuş zaten olacağını! Şöyle ki;
Türkiye umumi tuvalet olur mu?
Ah, unutmadan Sailor'ın temennisine ben de katılıyorum: Mümkünse Küba olalım! Hatta başımızda da Fidel Castro olsun! :o)
çekoslovakyalastrımadıklrndn... off yazamadım.. neyse siz anladınız onu. bi de bi soru.. 1453'te melekler erkek miydi, kadın mıydı? hatırlayamadım. Jorge (15 ay siemens malezya'da calismis olan)
Gayecim benim de derdim o taşla zaten. Delilerle işim olmaz.:P. Uğraşacak o kadar konu varken biz hala nelerle uğraşıyor, neleri tartışıyoruz, yanarım yanarım ona yanarım. Keşke olsak Malezya şu hatunların güzelliğine bakar mısınız? Küba da olabiliriz, orayı da çok severim, ya da Venezuella.Onların da hatunları güzeldir, ama Goddessciğimin dediği gibi biz olmuşuz zaten olacağımızı yapan yapmış üstümüze, bize de şükür demek kalmış... Jorge da sağ olsun bir taş daha atmış...:) Kendisinden bekliyoruz Malezya anılarını.
byanlar agın erkekğiniz burdaekleyin sedat_bey_@windowslive.live
Çeliker Makina San. TİC.LTD.ŞTİ 30 Tona kadar kaldırma kapasitesi -Bir çok parça yağ içinde çalıştığından aşınma ve yıpranma çok azdır. -Kullanılan yağ çok uzun ömürlüdür. -Halat kullanılan durumlarda halatın görevi sürtünme yardımı ile yükü kaldırmak olmadığından kasnak ve halatlarda aşınma olmaz.
Elektrik tahrik kasnaklı asansörlerden farklı olarak hidrolik asansörlerde motor sadece yukarı çıkış için çalışır, aşağı inişte motor çalışmaz. -Karşı ağırlık kullanılmaz. -En üstte makine dairesine ihtiyaç duymadığı için mimari açıdan da tercih sebebidir. -Çok sessiz çalışır. Binalarda motor sesi duyamazsınız. -Elektrik kesintisinde ilave sisteme gerek olmadan otomatik katına getirme ve kurtarma sistemi mevcuttur. -Deprem ve yangında daha emniyetlidir.Yangında makine dairesi alt katta olduğundan ulaşım kolaydır. Asansörün komple yükü diğer sistemlerde kuyu üstünde taşınırken hidrolik sistemlerde yük bina temeli tarafından taşındığı için atalet kuvveti daha azdır. Deprem anında büyük hasar ve yaralanma olasılığı %90 oranında azalır. Gerek villa tipi asansörler, gerek araç asansörleri ve yük asansörlerinde hidrolik asansör tercihimizdir.
Yorum Gönder